Ramazan ayı gireli uzun zaman odu ve bitmek üzere…Derinliği bulunan ve insanı hem temizleyen ,hem de kasıp kavuran bir ay…Bu gün ben burada Ramazan’ın faziletlerinden bahsetmeyeceğim.Onun faziletlerini küçük büyük herkes,az çok biliyor.
Bir edebiyatçı olarak bakmak istiyorum olaya…Küçüklüğümden beri anlamını bilmediğim her kelimeyi merak etmişimdir.Bu ne demek ,nerden geliyor,nere gidiyor gibi…Anlamını bilmeden kullanılan her kelime bazı yerlerde bizi mahçup duruma düşürebilir.
Karşı taraftan meraklı birisinin,kullandığımız kelimenin anlamını sormasıyla birlikte bilmiyorsak ,acayip şekilde dumura uğrayabilir ve alay konusu olabiliriz. Bizim kültürümüzde araştırma huyu iyi gelişmediği için mutlaka ‘ armut piş,ağzıma düş’ mantığı hakimdir. Her şeyi kolayca elde etmek.Bize anlatandan hemence öğrenmek…Tembel milletiz vesselam…
Konudan sapmadan yazımın amacına döneyim. Eleşirmek olu mu benim de huyum kurumasın ağzım çok’ca açılır ve dilim fazlaca döner:)
Gelelim Ramazan kelimesine… Ramazan bildiğimiz gibi Arapça bir kelime.Mana olarak da kızgın kumlarda yalın ayak yürümekmiş.Öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Hiç çölde yürümemişsiniz’dir ama mutlaka deniz kenarında kumlarda yürümüşsünüz’dür.
Bazen terliğimi’zi çıkarıp yürüdüğümüzde nasıl hop hop ediyoruz değil mi?İşte ramazan kelimesinin anlamını anladık. Meşakkatli ve zorlu bir yol.Herkese nasip olamayacak kadar zorlu…Öyle bir an geliyor ki mecaliniz kalmıyor.Dizlerde derman,gözlerde fer…Ancak güçlü olanların dayanabileceği bir ibadet..Tıpkı komandolar gibi
Ramazan-ı Şerif bitmek üzere ..Arınanlar’dan olmak ümidiyle….