Yeni bir sınıf ve hiç birini tanımadığım yeni okul arkadaşları..
ve ben sıkılmış bir şekilde otururken ‘oturabilir miyim’ diye benden daha yeni bir arkadaş geldi.
Nedense çok mutlu olmuştum,sanırım aynı durumu yaşıyor olmamızın verdiği bir mutluluk.
Orta son sınıftık, oturdu ve bir daha hiç kalkmadı benim hayatımdan.
Beden eğitimi dersinde,ısrarla oynatılan, güven oyununu oynamamakta direnen nadir öğrencilerden bir tanesi de bendim.
Hatırlar mısınız bilmem 3 kişi ile oynanırdı.Bir kişi önünüzde bir kişi arkanızda ve siz hocanın komutuyla kendinizi yere bırakmak zorundaydınız,tabi bırakabilirseniz…
Biraz zaman aldı ama bunu başardığımda fark ettim ki hayatımda aldığım en güzel riskti bu.
Birine koşulsuz güvenmek.
Gerçek dost…
Düşünsenize aileniz dışında, karşılık beklemeden,sizi seven, düşünen yeri geldiğinde tatlı tatlı kızan bir canınız daha olmuş.
O yüzden kendimi hep şanslı sayarım…
Labirentin içinde uğraşmamak için kopya veren,
Siz saçmalarken bile, aslında ne demek istediğinizi anlayan birinin olması belki de dünyanın en güzel duygularından bir tanesi.
Bir alo ile sizin ruh halinizi çözen,
1 yıl görüşmeseniz bile, dün görüşmüşsünüz gibi devam etmek muazzam bir his.
Bu yüzden, ilk defa karşılaştığı insanlara bile ‘dostum ’ diye hitap edenlere hep sinir olmuşumdur.
İçini boşalttığımız birçok kelime gibi ‘dost’ kelimesinin de içini boşalttık ne yazık ki.
İçinde bulunduğumuz teknoloji çağı nedeni ile çocuklarımızın belkide en çok zorlanacakları şey ‘gerçek dost’ edinme ve karşılaştıkları kişilere güven duyma sorunu olacaktır..
Hayat dümdüz bir yol değildir,o yüzden siz yalpaladığınızda size omuz verecek dostlarınızın olması çok kıymetli..
O dostlar sayesinde;
Hiç boş kalabalıklarım olmadı bana yük olan,
Derdimi psikoloğa anlatmak zorunda kalmadım hiç,
Etrafımda kimse olmasa bile bir yaşam koçuna gerek olmadı hiç…
Sayenizde, İyi ki varsınız….
Sizinde hayatınızda böyle insanlar varsa sarılın ve sakın bırakmayın
Commentaires