Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var, derdik eskiden, ya şimdi ne oluyor o 40 yıllık hatıra, neden artık kimse birbirinin hatırını saymıyor? “hatır gönül meselesi bana ters” diyebiliyoruz hemen… Aslında kahvenin hatırı tadından değildi ki yanında ki sohbetten, şen kahkahadan, güler yüzdendi. Şimdiler de kahve içmek, komşuya gidip moral depolamak değil, Starbucks’ta story çekmek. Artık kahve içmenin değeri sadece bu kadar… Niye böyle olduk ki? Dışarıdan bir göz olarak baktığımda ürküyorum, yozlaştırıldığımızı acı acı hissediyor ve yazık değil mi gelecek nesillere, yazık değil mi çocuklarımıza diyorum. “Hatır-gönül var oğlum ya da kızım” dediğimizde, aman anne diyen bir çocukla karşılaşabiliriz her an… Çünkü her şey maalesef o kadar sanal ki; değerler kavramı yok oluyor ve biz hüzünlü gözlerle izliyoruz maalesef… Aslında hep birlik olsak, çocuklarımıza yazılı olmayan toplum kurallarını anlatsak keşke…
Mesela; bir misafir geldiğinde dış kıyafetinin kibarca üzerinden alınması gerektiğini, hoş geldiniz deyip, hemen odaya kaçmasının doğru olmadığını, gelen misafirin yüzüne güler yüzle bakılması gerektiğini, elinden geldiğince bir şeyler ikram edilmesinin lüzumlu olduğunu v.b… Bunları öğretsek çocuklarımıza her şey çok farklı olmaz mı? Çünkü senin-benim yetiştirdiğimiz tek bir çocuk büyüyecek yuva kuracak ve senden aldığı ahlakla evladını yetiştirecek ve bu böyle uzayıp gidecek… Zamane ebeveynleri, bizde başlıyor bu iş… Önce biz kahvenin hatırını bileceğiz ki; çocuklarımız bizden öğrensin..
Sevgiler herkese…
Comments