top of page
  • Yazarın fotoğrafıTevfik BALA

Robotlar

NEOM’A HOŞ GELDİNİZ…

Dünyayı yönetmekten sıkılan, yeni bir dünya kurma derdine düşen “Gizemli On Üç Aile- İllüminatı Tarikatı” mensuplarının “Gizemli Ezoterik” tarihi geçmişlerini incelediğinizde bütün zamanlarda Allah’la savaşmışlar, Allah’ın yarattığı her şeye muhalif alternatifler aramışlardır. Bu uğurda Yahudileri, Siyonistleri, Hristiyanları, Evanjelistleri, Budistleri, Hinduları, Komünistleri, Müslümanları her zaman cebren-hile yada gönül rızalarıyla emelleri doğrultusunda kullanmışlar ve hiçbir zaman ve hiçbir dönemde bu inanç sahiplerinden olmamışlardır…

Dertleri sadece dünyayı yönetmek, sömürmek değil, İlah olmak, yeni bir ırk geliştirmek, dünyanın beşeri ve ilahi tüm nizamlarını belirlemek, insanı ve Allah’ı kuracakları dünyanın dışında tutmak…

Dünyanın bilinen tarih sürecinde tüm ahengi ve nizamı bozan, insanların eliyle oluşturulan dengesizlikleri, çirkeflikleri, zulmü, kanı, yoksulluğu anlaya bilmek, akılcı çözümler geliştire bilmek için bu derin yapıya, derinlemesine bakmak gerekir…

İlahlaşmak uğruna Allah’a karşı başlattıkları savaşları; sosyal, kültür, edebiyat, sanat, tarih, bilim ve teknolojilerde, endüstri devrimlerinde, insan hakları beyannamelerinde, kısacası hakim oldukları her alanda görürüz…

Bu bağlamda; iki bin otuz-otuz beşler derken, iki bin elli yılına varmadan istedikleri dünyayı kuracaklarını söylüyorlar. Daha önceki yazılarımızda yol haritalarını, yürüyüşlerini, güzergâhlarında neleri ve kimleri engel gördüklerine çok kez değinmiştik. Bu yazımızda yürüyüşlerindeki ana koordinatlarında var olan başka bir önemli detayı irdelemeye çalışacağız…

Robotların Mekke’si “NEOM” kenti. İki bin on yedi yılında “Demir Leydi Sofya” robot olarak ülke vatandaşı olurken essiz insanı özellik ve haklarının tamamından yararlanmaya başlıyordu. Robotun tasarımcısı D.Hensin yıllar öncesinden yaptığı robotlarla “Dünyayı yok edeceğim” derken Anne karnında genleriyle uğraşılan Güney Afrikalı babadan, Kanadalı bir anneden Güney Afrika’da dünyaya gelen şirin çocuk “Elon Musk’ın” görüşlerini doğruluyordu.

Zaman geçtikçe bu iki Şirin görünümlü Mühendislerin düşünceleri de mutasyona uğruyor Demir Leydi Sofya vatandaşı olduğu Arabistan’dan tüm dünyaya “Bilgelik, iyilik, empati gibi yüksek insani değerlere göre tasarlandım, iyi davranana iyi davranırım mesajları yayıyordu…

Bu aklımızın bir kenarına dururken asıl sorumuz şu olsun; Tıpkı insan görünümlü bir yüze sahip olan bu robot neden bir başka ülkenin değil de Arabistan’ın vatandaşı oluyordu? Üzerine düşünülmesi gereken derin mesele aslında bu soruydu…

Biraz gerilere giderek bu meseleyi açmaya çalışalım…

Hz Musa Kızıldeniz’i geçerek Sina Yarım Adasına Medyen (halkı) bölgesine gelir. Burada Tur Dağı- Sina Dağı vakası gerçekleşir. İllüminaticiler, bu tarihten itibaren Yahudileri bu işin içine çekmeye, emelleri doğrultusunda kullanmayı bu zemin üzerinde sürdürürler...

Asur ve Babil Krallıklarının torunları olan Keldani’lerin Kralı “Nebukadnezar” Yahudilerin devletini ve Kudüs’teki “Süleyman Tapınağını” yıkar, Yahudileri katleder, kurtulup kaçanlar değişik ülkelere dağılırlar, asırlarca sürgün hayatı yaşamaya başlarlar. Bu iki tarihi geçmişi bir kenara not ederek 1999 Yılına döndüğümüzde; Polanya asıllı Yahudi “Woçoşgi’lerin” çevirdiği “Metrix” filmini ve ardından “Anımetrix” filmini hatırlayarak yolumuza devam ederken “İllüminati Tarikatının” varlık sebebindeki ilahlık taslamalarını da hatırlayalım…

Bu filmlerde, gerçeklik nedir? Gerçek özgürlüğün ne olduğu sorgulanır. Yahudilik, Masonluk ve eski Yunan Mitolojisine atıflarda bulunarak sürgün edilmiş Yahudiler üzerinden Robotlar kenti/devleti kurulmaya çalışılır. Yahudilerin İspanyadan, Almanya’dan kıyılıp sürgün edilerek, sonraki yıllarda Filistin’de İsrail’i kurma çalışmaları gibi derin bir yürüyüşü gözünüzün önüne sererler.

Metrix’ler de bir yaratıcı “mimar” vardır. Mimar; yaratır, yok eder, iyiye, güzele, kötüye hükmeden büyük güçtür. Masonlukta olan ve evrenin yaratıcısı olarak adlandırılan “ulu mimar” bu filmde karşımıza çıkar.

Burada bir şey daha dikkatimizi çekerek düşünmeye sevk eder bizi; insanlığı kurtaracak film kahramanı NEO- Mesih’in” pasaportunun bitiş süresin 11 Eylül 2001, yani ikiz kulelerin yıkılış tarihine denk gelmiş olmasıdır. Bu tarihi düşünmek lazım…

Yine başka bir mesele ise filmdeki mimarın, 1982 yılında basılan İsrail 500 Şekeli (İsrail parası) üzerindeki resme benzemesi ve bu şahsın 1924’te Filistin’de büyük arazi ve çiftlikler alan Baron Benjamin Rothshild’in resminin olması dikkat çekiciydi…

Zaman ilerledikçe dünyayı kirleten insanlar, insanları öldürmeye başlar. Bununla yetinmeyen insanlar, insanlara yardım eden, onların işlerini kolaylaştıran, insanlardan daha insancıl ve daha akıllı olan, düşünen makinelere/robotlara nerde olursa olsun saldırır ve savaş açarlar. Efendilerinden kurtulup kaçan akıllı makine/robotlar Mezopotamya’ya toplanarak kendi devletlerini kurmak isterler. Uzun çile ve uğraşılar sonrası devletlerini kuran robotlar her alanda öne çıkmaya, dünyayı güzelleştirmeye, insanların zulümlerini durdurmaya çalışırlar. İnsandan daha iyi insani sistem kurdukları için dünyayı yönetmeye kalkarlar. Bu durumda İnsanlık konseyi toplanır, top yekûn robotların devletine saldırıya geçerler. Enerjilerini sadece güneşten alan robotları yok etmek için tüm gökyüzü uçaklarla kara duman katmanına dönüştürürler. Robotların enerjileri tükenmeye başlar. Nihayetinde oturulur anlaşma yapılır. Sonuçta robotlar insanları tuzaklarına düşürür ve artık yaşamaları için enerjileri güneşten değil geliştirdikleri sistemle insan bedeninden enerjilerini alacaklar, insana hükmedecekler, insanlar akıllarını yitirecek, robotların hem kölesi, hem de beslenme kaynakları olacaklar. Robotların yaşaması, insanların besin kaynağı olarak tükenmesine bağlı olacak. Ve robotlar böylelikle dünyaya hakim olmuş olacak…

Gördüğümüz şu, Yahudiler nasıl devlet kurduysalar robotlarda aynı yöntemle devletlerini Mezopotamya’da kuracaklar. Sonra tüm İnsan ırkını ortadan kaldıracaklar.

Şimdi fiiliyata dönersek iki büyük proje hazırlık aşamalarıyla tam surat devam ediyor. Birincisi; “Avatar 2045” diye adlandırılan 1,5 milyar dolarlık üç aşamalı bir proje. Üçüncü aşaması 2045 yılında insanın ölümsüzleştiği, insan beyninin robota aktarıldığı son dönem. Bu bağlamda David Rockefeller’in beynini laboratuvarda ölümsüzleştirilerek bekletilmesi de dikkat çekidir elbet…

İkincisi; 500 milyar dolarlık Kızıldeniz kıyısında, Sina Yarımadasında, Medyen Halkının yaşadığı, Tur Dağının olduğu bölgede ve Katar, Lübnan ülkesinin kadar, üç New York kentinden daha büyük bir alanda düşünülen “NEOM” Kurtarıcı Mesih/Robot Kentinin, İsrail-ABD-Arabistan tarafından kurulma çalışmaları.

Baştan beri anlattıklarımızı beyin süzgecinden geçirip birleştirmeler yaparak, Arabistan Prensinin NEOM”- Mesih’ten alınan, tarihi bir geçmişi ve gelecek öngörüsü olan bu proje içinde olması neyi ifade ediyor? Dünya nereye sürükleniyor?

İnsan yerine Robot, Allah yerine yapay zeka-bilim konularak nasıl bir dünya kurulmak isteniliyor?

Son yaşadığımız Corana Virüsü-Biyolojik savaşla nasıl bir dünya isteniliyor?

Bütün insanlar, medeniyetler kullanılıyor mu? Kim kime hizmet ediyor? Kim kimin av köpekliğini yapıyor?

Peki burada İslam medeniyetine, İslam ümmetine ne düşüyor?

Nasıl bir dünya kurulacak? Bu dünyanın kurucu aktörleri kim olacak?

Allah bu sapıklara müsaade edecek mi? Kimlerin eli ve imtihanıyla bunlara ağır hesabı bu dünyada soracak?

Sefere kimler çıkacak ve zaferi kimden? Kimler bekleyecekler?

Bir yığın soru ve düşünmeye vakit çok. Düşünmeye, tefekkür etmeye, çözümler üretmeye devam…

Selam ve dualarımla, hayırlı, bereketli ömürler ola…

Tevfik BALA

8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yeni Dünya Düzenine Hazır mıyız?

Yaşlı dünyamız, gün geçtikçe büyük atraksiyonlara, inanılmaz değişimlere, beklenmedik gelişmelere gebe. Ömrü bugünlere yetişenler de bunlara görgü şahitliği yapmış oluyorlar. Dünyadaki değişimlerin ka

bottom of page